Emekli aylıklarının haczi konusunda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda, İcra İflas Kanun’da ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da ayrı ayrı düzenlemeler yer almıştır. Bu kanunlardan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu sosyal güvenlik alanının temel Kanunudur. İcra İflas Kanunu özel hukuk alacaklarının takibini, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ise kamu alacaklarının cebri takibini düzenleyen kanunlardır. Bu üç Kanunda da emekli alacaklarının haczine ilişkin özel düzenlemeler yer almaktadır. Aynı konunun farklı farklı düzenlenmesi uygulamada tereddütlere ve zaman zaman hatalı uygulamalara yol açmaktadır. 

Bilindiği gibi kamu alacaklarının takip usulü, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Bu kanunun 71. maddesinde de İcra İflas Kanunu’nda olduğu gibi, emekli maaşlarının da kamu alacakları için kısmen hacz olunabileceği hükme bağlanmıştır. İcra İflas Kanunu’nda (md. 83) borçlu ve ailesinin geçinmesi için icra müdürünce takdir olunacak miktarın haczolunamayacağı, ancak kalan haczedilebilecek miktarın emekli aylığının dörtte birinden az olamayacağı hükme bağlanmışken; kamu alacaklarına ilişkin 6183 sayılı Kanun’da “haczedilebilecek miktar emekli aylığının üçte birinden çok dörtte birinden az olamaz” denilmiştir. 

Buna karşılık 5510 sayılı Kanun ise 93. maddesinde ise kurum tarafından bağlanan gelir, aylık ve ödeneklerin kurumun prim alacakları (5510 sayılı Kanun’un 88. maddesine göre doğmuş kurum alacakları) ve nafaka alacakları dışında bir borç sebebiyle haczini yasaklamıştır.                                                      

O zaman 5510 sayılı Kanun’dan sonra kısmen hacze izin veren İcra İflas Kanununun 83 ve 6183 sayılı Kanun’un 71. maddelerinin kısmen haczi öngören bu düzenlemelerinin geçerliliğini yitirdiğini söylemek mümkün müdür?

Bu soruya hem “evet” hem de “hayır” şeklinde yanıt vermek mümkündür. 

5510 sayılı Kanun’dan sonra İcra İflas Kanunu’nun 83 ve 6183 sayılı Kanun’un 71. maddelerinin kısmen haciz mümkün kılan düzenlemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu (ve önceki 507 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi kapsamında yer alan vakıflar) tarafından ödenen her türlü gelir, aylık ve ödenekler açısından geçerliliğini yitirmiştir. 

Ancak 5510 sayılı Kanun, sadece Sosyal Güvenlik Kurumu (ve mülga 507 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi kapsamında yer alan vakıflar) tarafından ödenen her türlü aylık ve gelirler için geçerlidir. Bu kurumlar dışındaki kurumlar tarafından (örneğin yabancı ülkelerin sosyal güvenlik kurumları, mülga 507 sayılı Kanun’un kapsamına girmeyen vakıflar ve sandıklar ile sigorta şirketleri tarafından) ödenen emekli aylıkları, 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinde yer alan haciz yasağı kapsamına girmemektedir. Bu nedenle bu kurumlar tarafından ödenen emekli aylıkları gerek İcra İflas Kanunu gerekse 6183 sayılı Kanun uyarınca kısmen haczedilebilir.  Nitekim Danıştay 4. Dairesi E.2016/13972 K.2017/509 sayı ve 18.1.2017 tarihli Kararı’nda, İsviçre Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen emekli aylığının 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü haciz yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceğine, 6183 sayılı Kanunun 71. maddesi uyarınca kısmen haczedilebileceğine hükmetmiştir.  

Bu noktada 5510 sayılı Kanun öncesi düzenlemelere göre emekli olanların durumuna da ayrıca bakmak gerekmektedir. 

5510 sayılı Kanun öncesinde yürürlükte olan 506 Sayılı Kanunun (SSK) 121. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları ve bu kanunun 80’inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.” hükmü ve 1479 Sayılı Kanun’un (BAĞ-KUR) 67/1. maddesinde; “Bu Kanun gereğince bağlanacak aylıklar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.” hükmü yer aldığından 5510 sayılı Kanun öncesi hükümlere göre emekli olanların da emekli maaşları haczedilemez. 

Buna karşılık 5510 sayılı Kanun’un “5434 Sayılı (Emekli Sandığı Kanunu) Kanun’a İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici 4. maddesinde; 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle 5434 Sayılı Kanun’a göre emekli aylığı bağlanmış olanlar ile 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle devlet memuru olan ve bu tarihten sonra emekli olanlar için 5434 sayılı Kanun’un uygulanmaya devam olunacağı hükme bağlanmıştır. 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nda ise emekli maaşlarının haczedilemeyeceğine yönelik bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla 5434 Sayılı Kanun’a göre ödenen emekli maaşlarının, 6183 Sayılı Kanun’un 71. maddesi kapsamında kama alacakları için kısmen haczi mümkündür.

Vergi dairelerinin kamu alacakları dolayısıyla emekli maaşlarına ve bu paraların yattığı hesaplara da e-haciz uyguladığı şikâyetleri sıkça geliyor. Bunların bir kısmı vergi dairesine müracaatla kaldırılıyor. Kaldırılmadığında ise vergi mahkemesine müracaattan başka bir yol kalmıyor. Galiba bu konuda da net düzenlemelere ihtiyaç var.  

Tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.